En İyi Güvenlik Kamera Sistemi Nasıl Belirlenir?
Evden ayrılırken kaygılanıyor musunuz, siz gittikten sonra neler olabileceğini bilemiyor musunuz? Ya da işletmenizin bir kısmıyla ilgili bir sorun olduğunu düşünüyorsunuz ama elinizde geçerli bir kanıtınız yok. Ne yaparsınız?
Güvenlik kameraları bu konuda en iyi çözümlerden birini sunuyor.
Güvenlik amaçlı kamera sistemi 1942 Almanya'sında mühendis Walter Bruch tarafından tasarlandı ve kullanıldı. O gün ihtiyaçları olan V2 roketlerini izlemekti. İlk ticari tanıtım ise 1949 yılında Vericon firması tarafından yapıldı.
Göremediğimiz yerlerde olan biten hakkında bilgi sahibi olmak için güvenlik kameraları en iyi çözümlerden biridir. Sistem basitçe kamera (yakalayıcı), monitör (gösterici) ve gerekliyse kaydedici(saklayıcı) parçalarından oluşur. Kamera tarafından yakalanan görüntüler monitörde gösterilir ve kaydedici tarafından saklanır.
Bu basit düzeneğin parçalarını birbirine bağlamak, ihtiyacınız olan alanda sizin bir gözünüz olmasını sağlar.
Kamera: Alandan toplanan ışık algılayıcı üzerine odaklanır. Algılayıcı elektronik sinyallere dönüştürür, işlemci, bu sinyalleri iletime uygun hale getirir.
Kaydedici: İletim kablolarından gelen sinyalleri veya veri paketlerini sabit diske¹ kaydeder.
Monitör: İletim kablolarından² gelen sinyalleri ekranda yeniden oluşturur.
Yukarıda genel çerçevesi belirlenmiş olan sistemin ana amacı ihtiyacınız olan alanda sizin bir gözünüz olmasını sağlamaktır. Bu amaçla çıkılan yolda başınıza gelebilecekleri belirleyen ise sistemin ve kurulumun kalitesidir. Bu yazımızın amacı, iyi bir kamera sistemi sizlere neler sağlamalı ki uzun ömürlü, yararlı ve yatırımın getirisine değecek bir sistem almanıza yardımcı olmaktır.
Yanıtlamanız gereken sorular
Başlamadan önce aşağıdaki soruların yanıtlarını belirlemelisiniz.
- Sistemi almaktaki amacınız nedir?
- Alacağınız sistem bu işi başarabilecek mi?
- Sistemi ne kadar süreyle kullanmak istiyorsunuz?
Yukarıdaki soruların yanıtları nasıl bir sistem almanız gerektiği konusunda size yol gösterecektir.
Sistemi almaktaki amacınız nedir?
Güvenlik kamera sistemleri bir çok amaçla kurulabilir. Önemli olan karar verilen sistemin bu amaca hizmet etmesidir.
Örnek:
- Evcil hayvanınızı izlemek için eve takacağınız bir kameranın çok fazla işlevi olmasına gerek yoktur. Bunu kararı verebilirseniz sistemin ekonomik olmasını sağlarsınız.
- Tersine büyük bir işletmeye kuracağınız kamera sistemi, video çözümleme gibi üst düzey özellikleri sayesinde personel giderlerinden tasarruf etmenizi sağlayabilir. Kameraların video çözümlemeleri güvenlik personelinin devriye ile kontrol edeceği alanları kontrol altında tutar. Buralara göndermeniz gereken personelden tasarruf sağlar.
- Yada bina içi veya ev içi dar alanlarda kullanılacak kameraları -eğer bu kamera daha sonra başka bir yerde kullanılmayacaksa- sabit lensli modeli seçerek ayarlanabilir lens maliyetinden kurtulabilirsiniz.
Sistemi ne amaçlarla aldığınızı bilmeniz bu bakımdan önemlidir.
Önerilerimiz:
- Her üreticinin sabit lensli, elle ayarlanabilir lensli ve motorize ayarlanabilir lensli kamera modelleri vardır. -Eğer başka bir nedenle farklı bir türü gerekli değilse- kameranın uygulanacağı alana uygun sabit lensli modelini seçiniz, daha ekonomiktir.
- Eğer camdan dışarıyı göreceği bir bakış açısı yoksa bina içinde bulunan kameralarda Geniş Dinamik Aralık (WDR: Wide Dynamic Range) işlevinden vazgeçebilirsiniz. Maliyeti azaltıcı bir etkendir.
- Dış ortam için üretilmiş modelleri içeride kullanmak hem estetik çirkinlik oluşturur hem de daha fazla ücret ödemenizi gerektirir. Mümkünse bina içlerinde kubbe tipi iç ortam veya kutu tipi kameralarını yeğleyin.
- Kameraların ürettiği görüntülerin ne kadar bant genişliği kullanılarak gönderildiğini sorgulayın. Örneğin 2MP'lik bir güvenlik kamerası (H.265 sıkıştırma, 30 fps, İyi kalite) bir üreticide 4-5 Mbps bant genişliği dolayısıyla buna uygun disk alanı gerektirir bir başka üretici de bu değer 2Mbps'ye düşer. Hatta, bu konuda iddialı üreticilerden biri olan Wisenet / Hanwha Techwin durağan alanlarda gerekli bant genişliğini 0,072 Mbps'ye kadar düşürmüştür. Bu durum hem ağ kablolarında, hem ağ anahtarlarında hem de depolama alanında yüksek tasarruf sağlar.
- Çok gerekli değilse sürekli kayıttan kaçının. Günümüz kameraları ve kaydediciler artık çok yeteneklidir. Hareket algılama veya video çözümlemeye dayalı olay üretimi ile kayıt yapabilirler. Unutmayın dünyada kaydedilmiş görüntülerin %95'ten fazlasının tekrar izlenmediğini unutmayın. Tekrar izlemeyeceğiniz bir görüntü için çok büyük disk yatırımlarına gerek yoktur.
- Aşağıdaki 2 Mbps ve 5 Mbps çalışan 2 farklı üreticiye ait 16 kameralı bir sistemin 1 aylık kayıt için gerekli depolama kapasitesi hesaplanmıştır.
- 2 Mbps Bant genişliği ile 1080p görüntü gönderebilen kamera için:
- 16(Adet Kamera) x 2(Mbps) x 60(saniye) x 60(dakika) x 24(saat) x 61(gün)= 21.081.600MB = 21,08TB depolama gereklidir.
- 5 Mbps Bant genişliği ile 1080p görüntü gönderebilen kamera için:
- 16(Adet Kamera) x 5(Mbps) x 60(saniye) x 60(dakika) x 24(saat) x 61(gün)= 52.704.000MB = 52,70TB depolama gereklidir.
Şimdide hareketle kayıt ve sürekli kayıt arasındaki farka bakalım:
- 2 Mbps Bant genişliği ile 1080p görüntü gönderebilen kameranın sürekli kaydı için:
- 16(Adet Kamera) x 2(Mbps) x 60(saniye) x 60(dakika) x 24(saat) x 61(gün)= 21.081.600MB = 21,08TB
- 2 Mbps Bant genişliği ile 1080p görüntü gönderebilen kameranın hareket algıladıkça kaydı için:
- 16(Adet Kamera) x 2(Mbps) x 0,3(%30 Hareket) x 60(saniye) x 60(dakika) x 24(saat) x 61(gün)= 6.324.480MB = 6,3TB
- (%30 Hareketin olduğu varsayılmıştır.)
- 16(Adet Kamera) x 2(Mbps) x 60(saniye) x 60(dakika) x 24(saat) x 61(gün)= 21.081.600MB = 21,08TB
- 16(Adet Kamera) x 2(Mbps) x 0,3(%30 Hareket) x 60(saniye) x 60(dakika) x 24(saat) x 61(gün)= 6.324.480MB = 6,3TB
- (%30 Hareketin olduğu varsayılmıştır.)
Görüldüğü gibi iyi bant genişliği sunan üreticilerle diğerleri arasında ciddi farklılıklar doğmaktadır. Ek olarak hareket veya olay tabanlı kayıt, depolama gereksinimlerinde ciddi tasarruf sağlamaktadır. Kullanımı iyi planlamanız donanım maliyetlerinizi azaltacaktır. Bant genişliği hesaplama sayfamızı ziyaret etmek isterseniz burayı tıklayın. (Veriler ön değer yazıldığından buradaki kuramsal hesaplamadan bir miktar farklılık gösterir)
- Zifiri karanlıkta görüntü almak zorunda değilseniz kızılötesi ledi olmayan modelleri yeğleyerek enerji tasarrufunda bulunabilirsiniz. Aynı kameranın ledli modeli 5,9 W güç gerektirirken ledsiz modeli 2,4 W güç ile çalışabilmektedir. Ledli modeli yılda 51,kWh enerji tüketirken ledsiz modeli 21 kWh enerji tüketir. 2020 yılı ocak ayı için 1 kameranın yıllık tasarrufu yaklaşık 29TL'dir. 100 Kameralı bir sistem için bu bedel yıllık 2.900 TL olacaktır.
- Kameraların ve kaydedicilerin harcadığı elektrik gücü üreticiden üreticiye değişiklik gösterir. Aynı işlevlere sahip modeller arasında 2 W'a yakın güç gereksinimi farkı olabilmektedir. Düşük olanı seçmek yıllık bazda kamera başına 17,52 kWh enerji tasarrufu sağlar.
- Işık hassasiyeti yüksek kameralar seçmek de ledleri daha az kullanacağı için enerji tasarrufu sağlar.
Alacağınız sistem bu işi başarabilecek mi?
Güvenlik sistemi seçiminde ikinci en büyük etken ise fiyatını uygun bulduğunuz ve almaya karar verdiğiniz sistemin gerçekte bu işi başarıp başaramayacağı sorusudur. Bir çok üretici satış sırasında her işi başarabileceğini söyler. Bunları iyi incelemeniz gerekir.
- Evinize alacağınız 3-4 kamera için bu konunun bir önemi olmayabilir. Ancak büyük sistemler için yukarıdaki örnekte anlattığımız bant genişliği bütün kurulumcuların dikkat etmesi gereken bir konudur.
100 Kameralı bir sistem için: 2 Mbps x 100 = 200 Mbps bant genişliği kullanılacak demektir. Bu kayıt için gerekli genişliktir. İzleyicilerinde canlı görüntüler için ağa 200 Mbps olarak yüklendiğini düşünürsek toplam bant genişliği 400 Mbps olacaktır ki bu kuramsal bir hesaplamadır. Uygulamada biraz daha düşük sonuç verecektir*. Gigabit ağ anahtarlarının kullanıldığı yerde sorun olmayacaktır.
*Kameraların gördüğü hareket miktarı azaldıkça H.264 veya H.265 sıkıştırma tarafından oluşturulan veri de düşer.
Ancak 5 Mbps çalışan bir model seçildiğinde bir gigabit ağ bu işe yeterli gelmeyecektir. Sistemi çalıştırabilmek için 2. veya 3. ağı kurmanız anlamına gelebilir.
Bant genişliğinin etkilediği bir başka konu ise bilgisayarların veya kod çözücülerin (dekoderlerin) işlem kapasitesidir. Güvenlik sistemlerini izlemek için kullanılacak bilgisayarlar çoğunlukla 7/24 çalışan iş istasyonları arasından seçilir. Ancak bu güçlü bilgisayarların bile bir işlem sınırı vardır.
Yukarıdaki örnekten hareketle 2 Mbps çalışan 100 kamerayı bir bilgisayar gösterebilir. 5 Mbps çalışan 100 kamera için 2. ve belki de 3. bilgisayara, ağ kartına veya ekran kartına ihtiyacınız olacaktır. Çünkü her makinenin üzerine gelecek 500 Mbps veri izlemeyi yavaşlatacağından ve bunların kodlarının çözülüp monitöre gönderilmesi pek mümkün olmayacaktır. Üreticiler bu durumu daha düşük bant genişliği olan daha küçük çerçevelerde yayın yaparak çözmeye çalışırlar. Görüntüler ekranlarda bölünerek izlendiği için bölünmüş ekranın gerektirdiği çözünürlük daha düşük olacaktır. İşte bu durum için kamera 2. bir yayın üretir. Fakat bu durum ağ üzerindeki bant genişliğinin artmasına neden olur. Sonuçta büyük sistemlerde, ağ donanımlarının maliyetini artıran 10 Gbps'lik anahtarlar satın almanızı gerektirebilir veya 2. ağı kurmanızı gerektirebilir.
- Kaydediciler için de bilgisayarlara benzer bant genişliği sorunları vardır. Aynı sorunun depolamada da olduğunu yukarıdaki örnekte görmüştük. Bu sorunlar birden fazla kaydedici satın almanıza veya yüksek fiyatlı depolama sunucularına yatırım yapmanızı gerektirebilir. Kaydedicilerin üzerine gönderilen yüksek miktarlı veri aygıtın işini yavaş yapmasına veya bazı görevleri atlamasına neden olur. Bu istenmeyen bir durumdur.
Özetle: Düşük bant genişliğiyle çalışan kameralar, sistemin başarımını garanti ederken daha az donanım yatırımı gerektirir.
- Başarım için gerekli bir başka konu ise ışık hassasiyetidir. Güvenlik kameraları, diğer kamera türlerinin(TV, el kamerası) aksine sürekli çalışırlar ve kendilerine her ışık koşuluna uyarlamak zorundadırlar. TV ve el kameraları genelde iyi aydınlatılmış ortamlarda kısa süreli çalışırlar ve veri depolama alanları kendi içlerinde olduğu için bir ban genişliği baskısı ile karşılaşmadan işlerini yaparlar.
Oysa güvenlik kameraları ve makine izleme kameraları sürekli en iyi sonucu verebilmek için kendilerini duruma uyarlamak zorunda kalır. Bu durum üreticiler açısından oldukça zorlu bir süreçtir.
Bir kameranın yaz mevsiminde, açık gökyüzünde ve öğle vakti 132.000 lüks aydınlıkta çalışmasını sağlamak kolaydır. Ancak zorluk şuradan kaynaklanır; aynı kamera, aynı günün gecesinde kapalı gökyüzünde ve 0,0001 Lüks aydınlıkta da görüntü almak zorundadır. Bu iki uç değer aynı kameranın bir çok ayarının düzeltilmesini gerektirir. Gece bu durumun üstesinden gelmek için genel de kızılötesi(Infrared) ledler kullanılır. Ortam aydınlığı belli bir eşik değerin altına düştüğünde kamera siyah beyaz çekime dönerek hassasiyetini artırır ve CMOS / CCD önündeki kızılötesi ışın kesme filtresini kaldırır, kızılötesi ledlerin sağladığı ışık kameranın içine girebilir. Böylece zifiri karanlıkta da görüntü alınabilir.
Fakat burada başka sorunlar baş gösterir. Ledler aşırı parlamaya neden olabilir. Üreticiler bunun için ledleri uyarlamalı hale getirir. Kamera ortamın genel aydınlatmasına bakarak ledlere verdiği gücü azaltır ve görüntünün düzgün olmasını sağlar (Adaptive IR LED: Uyarlamalı Kızılötesi Aydınlatma).
Hareketli kameralarda ise başka bir aydınlatma sorunu vardır. Kamera yakın bir alana bakarken sağlanan aydınlatma uzak çekime geçtiğinizde yeterli kalabilir. Tersine daha güçlü bir led kullanırsanız yakın çekimde ışığın patlamasına ve görüntünün bozulmasına neden olabilir. Wisenet / Hanwha Techwin bu sorunu aydınlatmayı da odaklayarak çözmüştür. Bu işlev sayesinde kameranın baktığı alana göre aydınlatmanın odağı ayarlanır. Böylece kamera her uzaklıkta temiz görüntü üretir.
Dış ortamların ışık değerlerini anlamak için bu sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.
- Güvenlik kameraları sadece bina içinde değil dışında da çalışırlar. Bu nedenle değişik hava koşullarına uyum sağlamaları gerekir. Kamera güneş altında çalışabildiği gibi -30℃ soğukta da çalışmak zorunda kalabilir. Bu durum kamera gövdesinin sağlam ve dayanıklı olmasını gerektirir. Ucuz malzemelerle üretilmiş kameralar kurulumun üzerinden kısa bir süre geçtikten sonra lastik contalar gibi malzemelerin yırtılması, aşınması nedeniyle su, nem veya toz alabilir. Eğer alacağınız ürünler ağır hizmet koşullarında işleyecekse bu durumu iyi sorgulayıp anlamanız gerekir. Bir başka sorun da kullanılan lenslerin ve ön camların hızlı bir şekilde saydamlığını kaybetmesi olarak karşınıza çıkabilir. Üreticiler her ne kadar bu durumları garanti altına alsalar da arızalar işletmeler için can sıkıcıdır. Gidip gelmesi, tekrar tekrar işlem yapılması sorunlara neden olabilir. Bazı özel durumlarda kameranın tekrar yerine takılması kamera maliyetinden daha yüksek ödemeler gerektirebilir (Bir tünelin içindeki kamerayı değiştirmek için tüneldeki trafiğin yavaşlatılması gibi). Bu sebepten kamerayı alırken ürünün dayanıklılığının iyi sorgulanması gerekir.
Sistemi ne kadar süreyle kullanmak istiyorsunuz?
Satın alacağınız bir güvenlik sistemini ne kadar süreyle kullanmak istediğinizi belirleyin. Bunu yapmaktaki amaç, bu süre içinde size tam olarak hizmet edecek ürünleri, en düşük bütçeyle bu işi satın almaktır. Örneğin bir otel yapıyorsanız ve işletme süreniz güvenlik sisteminin ekonomik ömründen uzunsa bu sistemi olabildiğince uzun süre kullanmak toplam sahip olma maliyetinizi düşürecektir. Böylece işletmenin gider kalemlerinden birini en aza indirmiş olursunuz.
Gelin basit bir hesap yapalım:
- Alacağınız X marka güvenlik sisteminin ilk satın alma maliyetinin 100.000 TL olduğunu varsayalım. Bu sistemi 10 yıl kullanırsanız yıllık sahip olma maliyetiniz 10.000 TL'dir.
- Farklı bir seçenek olarak size sunulmuş Y markasının sisteminin ilk satın alma maliyetinin 60.000 TL olduğunu varsayalım. Bu sistemi 5 yıl kullanırsanız yıllık sahip olma maliyetiniz 12.000 TL olacaktır.
- Ek olarak 10 yıllık periyotta X marka sisteme 1 kez kurulum ücreti ödersiniz. Oysa Y marka sisteme 2 kez kurulum ücreti ödersiniz.
- Ek olarak 2. kurulum sırasında işletmenizde iş kaybına neden olabilirsiniz.
- Bakım bedelleri her iki sistem için de eşit olacaktır.
- Y Markasından 2 kez alım yapacağınız için 2 kez garanti süresi elde etmiş olursunuz. Ancak X markası size uzatılmış garanti sunuyorsa bu dezavantajı da ortadan kaldırmış olursunuz.
İster toplam sahip olma maliyeti bakımından olsun isterseniz de işletmenizdeki düzenin korunması bakımından olsun bu örnekteki X marka ürünler sizin için daha avantajlıdır.
İşi daha küçük çaplı bir eve kamera sistemi kurulumu için hesaplayalım:
Evinize 4 kameralı bir sistem istediğinizi düşünelim. Bu sistemin kaç yıl kullanılacağını belirlemeniz ona ödeyeceğiniz paranın miktarını düşürebilmenizi sağlayacaktır. Eğer, sistemi ömrü boyunca kullanmayı düşünüyorsanız X markasının sistemi yine avantajlı olacaktır. Ancak ben bu sistemi 2-3 yıl kullanırım sonra da bir daha ihtiyacım olmaz diyorsanız burada Y markasının ürünleri daha avantajlı olacaktır.
- Alacağınız X marka güvenlik sisteminin ilk satın alma maliyetinin 8.000 TL olduğunu varsayalım. Bu sistemi 3 yıl kullanırsanız yıllık sahip olma maliyetiniz 2.666,67 TL'dir.
- Farklı bir seçenek olarak size sunulmuş Y markasının sisteminin ilk satın alma maliyetinin 4.800 TL olduğunu varsayalım. Bu sistemi 3 yıl kullanırsanız yıllık sahip olma maliyetiniz 1,600 TL olacaktır. (Toplam maliyetler yukarıdaki örnekle orantılıdır).
Sonuç olarak: Yatırımınızı ne kadar süre kullanacağınızı belirlemeniz onu satın alırken seçeceğiniz sistemi belirlemenize de yarar. Bu sorunun yanıtı, sizin daha az maliyete katlanmanızı sağlar.
Yatırımın Korunması ve Sistemin Sürekliliği
Güvenlik sistemleri dayanıklı tüketim ürünleridir ve uzun yıllar boyunca kullanmanızı sağlaması gerekir.
Satın alacağınız bir video güvenlik ürünü yıllar sonra da size hizmet edebilmeli demiştik. Peki bu kadar hızla değişen günümüz teknolojisinde bunu nasıl başarabilirsiniz?
Özellikle geliştirici olmayan firmalar, kar edebilmek adına sıkça farklı geliştiricilerin ürünlerine geçmektedir. Bugün kullandıkları bir devreyi ve yazılımı birkaç yıl sonra terk edip başka bir geliştiricinin devresini ve yazılımını kullanarak yeni ürünlerini üretmektedir. Bu durum satın aldığınız ürünlerde devamlılık açısından sorun oluşturur. Elinizdeki kaydediciye uygun kamera bulamama veya tersini ortaya çıkaran sorunlarına neden olur.
Ne Yapmalı?
Wisenet / Hanwha Techwin'e ait SSM video yönetim yazılımının ekran görüntüsü sağdadır.
Bu yazılımdan görebileceğiniz üzere:
- 2009 Yılı Üretimi SHR-7162 analog video kaydedici,
- 2012 Yılı Üretimi SRD-1650D analog video kaydedici,
- 2015 Yılı Üretimi SRN-1673S ağ video kaydedici,
- 2016 Yılı Üretimi XRN-1610S ağ video kaydedici
aynı yazılımın üzerinden 2020 yılında sahibine hizmet etmektedir.
Aradan geçen 11 yıllık süre boyunca, ilk yapılan yatırımdan tutun da sonradan yapılan eklemelerin tamamı korunmuş ve bugüne kadar kullanılmıştır, kullanılmaya da devam edecektir. Süreklilik yatırımlarınızın boşa gitmesini engelleyen temel etmenlerdendir.
Hem üretici tarafında süreklilik hem de kurulumcunun aynı ürün gamı üzerindeki sürekliliği bu örnekteki yatırımların tamamını korumuştur.
Sonuç olarak; iyi bir kamera sistemi seçimi yaparken üreticinin geliştirici olup olmadığını, geçmişte çıkardığı ürünlere ne kadar destek verdiğini, kurulum firmasının aynı ürünler üzerinde sürekli çalışıp çalışmadığını sorgulamak yatırımlarınızın korunmasını ve maliyetlerinizin düşmesini sağlar.
Ürün Kalitesi
Bir video güvenlik sistemi, istenmeyen bir durumun önüne geçmek, olayların kaydını tutmak, gözlem altında tutulması gereken kişi veya yerleri denetlemek için gereklidir. Bu tür durumlar için kurulan sistemler, -eğer varsa- güvenlik çalışanlarınca sürekli izlenir. Eğer bir güvenlik çalışanınız yoksa sistemlerin kendi kendine çalışmasını sürdürmesi beklenir. Bu durumlardaki sistemlere ancak olay olduğunda gereksinim duyulur.
Video güvenlik sistemini nasıl kullanıyor olursanız olun, gereksinim duyduğunuzda size istenileni verip vermediği o sistemin sizin gereksinimleriniz için doğru sistem olup olmadığını belirler.
Bir örnekle anlatalım;
İşletmenize kamera sistemi kurulumu yaptırdınız. Sistemin kurulumu üzerinden 3 ay geçti ve size bir dakikalık görüntü gerekli oldu. Doğal olarak sistemin başına geçer o anın kaydını bulmaya çalışır ve izlersiniz.
Bu durumda başınıza gelebilecek kötü senaryolar;
- Olay kameradan uzakta gerçekleşmiş. Elde edilen görüntü işinize yarayacak nitelikte olmayabilir.
- Olay anı o yerin aydınlatması kameranın düzgün görüntü almasını engellemiş olabilir.
- Kayıt sistemi o gün bozukmuş. Görüntü elde edilemiyor.
- Kamera o gün çalışmıyormuş. Görüntü elde edilemiyor.
Yukarıda verilen örnekleri yüzlerle ifade edilecek farklı madde olarak yazabiliriz. Sonuç olarak güvenlik sisteminin kaydı belki yılda bir kere gerekli olur. O ana ait görüntüyü alamamışsanız o sistem için harcamalarınızın bir kısmı boşa gitmiş demektir.
Bu durumda "Ödenen Tutar" / "Elde Edilen Yarar" oranı yükselir ve sistem sizin için pahalı hale gelir.
Güvenlik sistemleri, bilgisayar sistemlerinden farklı olarak 7/24 çalışan ve sürekli veri akışı olan sistemlerdir. Dolayısıyla sürekli denetlenmesi gerekir. Bir güvenlik çalışanınız varsa sürekli izleyeceği için sistem denetleniyor demektir. Ancak bir güvenlik çalışanının olmadığı durumlarda kendi kendini denetleyip sizi uyaran sistemler almanız önemlidir. Bir kanalın video kaybı, disk arızası, şifre değiştirilmesi, elektriğin kesilmesi / geri gelmesi gibi durumlarda sizi bilgilendiren sistemler, çalışmanın sürekliliği açısından vazgeçilmezdir.
Sistem seçimi yaparken işleyişin nasıl olacağını göz önünde bulundurmak ileride yaşayabileceğiniz olumsuzlukların sayısını azaltacaktır.
Siber Güvenlik
Günümüz dünyasında internet, bütün ağları birbirine bağlayan bir köprü olmuştur. Bu sürekli bağlılık durumu kötü niyetli kişiler tarafından farklı amaçlarla kullanılabilmektedir. Güvenlik sisteminiz internetten erişilebilir durumdaysa "siz de potansiyel hedefler arasındasınız" demektir.
Seçeceğiniz güvenlik kamera sisteminin siber güvenlikle ilgili önlemlerini mutlaka sorgulayın:
- Üreticinin bir siber güvenlik politikası var mıdır?
- Zaman içinde ortaya çıkan güvenlik açıkları için hızlı ve etkin bir güncelleme uyguluyor mu?
- Kurulum yapan firmanız güncellemelere önem veriyor mu?
Siber güvenlik politikası oluşturan ve bunu uygulayan firmaların ürünlerini kullanmak sisteminizi sürekli çalışır halde tutmak için gereklidir. Bu gereksinimin dışında gizliliğinizin korunması, diğer sistemlerinizin ve bilgilerinizin güvenliği içinse "olmazsa olmazdır".
Önerilerimiz:
- Eğer satın almış olduğunuz ürünler varsayılan şifrelere sahipse mutlaka değiştirin.
- Çoklu kimlik kullanın.
- Diğer kullanıcılara verdiğiniz yetkilerden gerekmeyenleri kısıtlayın.
- Ürünlerin konuk kullanıcı erişimleri açıksa kapatın.
- Mümkünse SSL kullanın.
- Bulut mimarisinde çalışmak zorunda değilseniz kapatın.
- Olanağınız varsa güvenlik sistemini, ana ağınızdan farklı bir sanal özel ağ üzerinde çalıştırın.
- Aygıtlarınızı izin veriyorsa IP Filtreleme kullanın.
- Kullanılmayan kapıları(port) kapatın.
- Aygıtların kullandığı kapıları(portları) mutlaka fabrika değerlerinden farklı değerlere ayarlayın.
- Aygıtlarınızın SNMP servisleri açıksa kapatın.
- Aygıtlarınız destekliyorsa 802.1x Sertifika tabanlı erişim kontrolü kullanın.
- Aygıtlarınız günlük tutuyorsa bunları kontrol edin. Olağan dışı kayıtları irdeleyin.
- Aygıtlarınızdaki yapılandırmaların bir yedeğini mutlaka alın.
- Bellenimleri (firmware'leri) güncel tutun.
Garanti ve Teknik Servis Hizmeti
Garanti koşulları genelde fabrika ve kurulum hatalarını kapsar. Ürünün fabrikadan kaynaklı hatalarını üretici, kurulumdan kaynaklı hatalarını kurulumcu firma gidermek zorundadır. Ülkeden ülkeye farklılık gösterse de belirli süreler içinde sınırlandırılmış garanti her üründe vardır. Bu konuda özellikle ürünlerine güvenen firmaların ülkeler özelinde uzatılmış garanti programları olabilmektedir.
Ürün seçiminiz sırasında uzaltılmış garanti sunan firmaların ürünlerine yönelmeniz ilerde çıkabilecek olumsuzluklar için daha uzun süre güvence elde etmenizi sağlar. Wisenet / Hanwha Techwin ürünleri, Türkiye'nin de dahil olduğu Avrupa bölgesinde 5 yıl garantiye sahiptir. Üreticiler garantinin işletilmesi için ürün seri numaralarını kullanırlar. Aldığınız ürünlerin seri numaralarını mutlaka kontrol edin.
Kamera sisteminizi yapacak firmayı belirlerken sorgulamanız gereken konulardan biri de garanti süresi ve teknik servis hizmetinin sağlanma şeklidir. Bir çok küresel firma yerel teknik servisleri kullanmak yerine başka ülkelerdeki teknik servisleri kullanabilmektedir. Ürünlerin onarım veya bakım gereksinimlerinde servis süresini uzatan bu yapı güvenlik sistemleri için kabul edilemez bir durum oluşturur. Arızalanan bir ürünün olabildiğince kısa sürede tekrar yerine takılıp çalışmaya başlaması gerekir. Bu nedenle bulunduğunuz ülkede teknik servisi olan üreticilerin ürünlerini yeğlemelisiniz.
Orijinal Ürün Kullanımı
Satın aldığınız ürünlerin orijinal olup olmadığını da kontrol etmenizi tavsiye ederiz. Kötü niyetli firmalar orijinal ürün yerine iç devreleri değiştirerek yada benzeyen ürünler üreterek satış yapabilmektedir. Son kullanıcının bunu anlayabileceği bir araç var.
Tüm ağ aygıtları (bilgisayarlar, sunucular, kameralar, ağ anahtarları, bluetooth vb.) MAC adresi (Media Access Control: Medya Erişim Denetimi) adı verilen sabit bir adrese sahiptir.
MAC adresleri fabrikada verildiğinden değişmez. Ağ kartı değiştirilmedikçe de sabittir.
Birden Çok Ağ Arabirimi = Birden Çok MAC Adresi
MAC adresi aygıtla değil aygıtın ağ arabirimleriyle ilişkili olduğundan aygıtın birden çok ağ arabirimi varsa, birden fazla MAC adresine sahip olacaktır. Birden fazla ağ bağlantısı olan kameralarda (ör. Hem kablolu hem kablosuz çalışabilen bir kamera veya birden fazla ethernet kapısına sahip kaydediciler gibi), aygıtın birden fazla MAC adresi olacaktır.
Kameraların büyük çoğunluğu yalnızca tek bir ethernet bağlantı noktası içerir. MAC adresi genellikle tüm kamerayı tanımlamak için dolaylı olarak kullanılabilir.
12 Karakterlik benzersiz bir tanımlayıcı aşağıdaki şekilde ürün kutularında, kendi üzerlerinde veya menülerinden bulunabilir. OUI (Organizational Unique: Benzersiz Kuruluş kimliği) IEEE(Institute of Electrical and Electronics Engineers) tarafından üretici firmalara verilir ve benzersizdir. MAC adreslerinin ilk 6 hanesi üreticiyi tanımlamak için kullanılır. Örneğin; E4: 30: 22: 0C: B5: F4 adresindeki E4:30:22 Hanwha Techwin'in üretici kodudur.
MAC Adresi: E4: 30: 22: 07: 1B: B6
Dolayısıyla ağa bağlanabilen bir aygıtı hangi firmanın ürettiğini bulabilirsiniz.
Burayı tıklayarak ilgili mac adresinin hangi üreticiye ait olduğunu bulabilirsiniz.
Sonuç olarak;
Güvenlik sistemi satın alırken iyi sorgulama yapmak en önemli olgudur. Son kullanıcı olarak iyi sorgulayarak alacağınız bir sistem iyi sonuç verecek demektir. En iyi sistemi sadece siz seçebilirsiniz:
- Ürünü satın alma amaç ve koşullarınızı iyi belirlediniz mi?
- Ürününü almaya karar verdiğiniz üretici doğru mu?
- Diğer gerek / yeter koşul ise kurulumu yapan firma doğru firmamdır?
Bu soruların yanıtlarına evet diyebiliyorsanız sonuçta hoşnut olursunuz. Yukarıdaki soruların yanıtları hakkında şüpheliyseniz tekrar araştırma yapmanızı öneririz.